BMW Regensburg Tesisini Hidrojene Geçiriyor

Bavyera merkezli otomobil üreticisi BMW, Regensburg tesislerindeki lojistik filoyu pil güçlerinden hidrojen gücüne dönüştürmeyi planladığını duyurdu. 2030'a kadar mevcut filo, hidrojen yakıt hücreli (FCEV) forkliftler ve çekici araçlarla değiştirilecek.

BMW, elektrikli araç satışlarının artmasına rağmen, hidrojen yakıt hücresi geliştirmeye de büyük yatırımlar yapıyor. Şirketin iX5 Hydrogen FCEV konsepti, hidrojen forkliftleri ve çekici araçların kullanılacağı Regensburg tesislerinde intralogistik filonun geliştirilmesine yönelik projeleri içeriyor.

Ancak, BMW'nin bu iddialı dönüşüm planı bazı zorluklarla dolu. Öncelikle, mevcut hidrojenin neredeyse tamamı fosil yakıtlar kullanılarak üretiliyor ve bu da hidrojenin çevre dostu olmaktan uzak olduğunu gösteriyor. Ayrıca, hidrojenin maliyeti, dizel yakıt veya pil kapasitelerine göre daha pahalıdır.

BMW Regensburg Proje Yöneticisi Katharina Radtke, 'Üretim lojistiğini elektrikten hidrojene geçirmek, fabrikamızın enerji çeşitliliğini artıracak ve lojistik süreçleri optimize edecek. Hidrojenle yeniden yakıt almak çok hızlıdır ve gerekli dolum istasyonları üretim alanlarımızın içinde yer alacak' diyor.

Ancak burada bazı yanlış anlamalar var. Örneğin, bir depolama tankına gaz doldurulurken, gazın ısınması ve genişlemesi nedeniyle tankta daha fazla alan kapladığı bilgisi göz ardı ediliyor. Bu da hidrojen tanklarının hızlı dolum sportif olsa da, genel anlamda elektriğe göre daha hızlı dolmadığı gerçeğini değiştirmiyor.

Hidrojenin maliyetinin hala hesaplı olmadığını belirten MAN Kamyonları CEO'su Alexander Vlaskamp, "Hidrojenin batarya elektrikli kamyonlarla etkili bir şekilde rekabet etmesi imkansız," diyor. Vlaskamp, "Bugün hidrojen 13 veya 14 eurodan alınıyor ve bu hidrojen yeşil değil. Yeşil hidrojen olduğunda, yan sanayiler için gerekli olacak" ifadelerini kullanıyor.

Yani tüm bu bilgiler ışığında, BMW neden hidrojen enerji sistemine yöneliyor? Vlaskamp, "Sadece hipotezlerimizi test etmek için," diyor. BMW, 2026'nın ilk çeyreğine kadar yer altına bir mil uzunluğunda bir boru ağı kuracak ve altı merkezi hidrojen dolum istasyonu açacak. Radtke, "Dönüşüm tamamlandığında, yıllık hidrojen tüketimimiz yaklaşık 150 ton olacak" diyor.