Stellantis Lityum-Kükürt ile Batarya Maliyetlerini Yarıya İndirecek

Stellantis, 2030 yılına kadar elektrikli araç bataryası maliyetlerini yarıya indirmeyi hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda, Texas merkezli Zeta Energy ile birlikte lityum-kükürt bataryaları geliştirmek için bir anlaşma imzaladı.
Stellantis ve Zeta Energy, lityum-kükürt kimyasının mevcut lityum-iyon batarya hücrelerine benzer hacimsel enerji yoğunluğu sunabileceğini, ancak kwh başına maliyetinin yarıdan daha az olacağını belirtiyor. Stellantis, lityum-kükürt bataryalarının, diğer endüstrilerin yan ürünleri olarak üretilen ham kükürt, diğer atık malzemeler ve metan kullanılarak üretileceğini, böylece maliyetleri düşürürken karbon dioksit emisyonlarını da en aza indireceklerini vurguladı.
Lityum-kükürt teknolojisinin, hızlı şarj hızlarını %50 oranında artırma potansiyeline sahip olduğunu ve lityum-iyon bataryalarla aynı kullanılabilir kapasiteleri olan çok daha hafif batarya paketleri sağlamayı mümkün kıldığını da ifade etti.
Bu anlaşma, 2030 yılına kadar potansiyel ticarileşmeye odaklanan ön üretim geliştirme çalışmalarını kapsıyor. Stellantis, mevcut batarya fabrikalarını kullanmayı planlıyor ve batarya malzemeleri tedarik zincirini Avrupa veya Kuzey Amerika ile sınırlı tutabileceğini iddia ediyor.
2023 yılında Stellantis, lityum-kükürt batarya teknolojisi geliştirmek için Lyten ile bir ortaklık kurdu ve Stellantis Ventures kanadı aracılığıyla Kaliforniya merkezli girişime yatırım yaptı. Stellantis, Zeta Energy ile olan bu ortaklığın, Lyten ile olan iş birliklerini tamamlayıcı olduğunu belirtti.
Uzun yıllardır lityum-kükürt bataryaları, menzili artırmanın yanı sıra maliyetleri yükseltmeden ağırlık eklemeden sağlama potansiyeline sahip bir teknoloji olarak görülüyor. Son on yıldaki ilerlemeler, bazı ana engellerin üstesinden gelinmesini sağladı, ancak seri üretim ve hücrelerin nispeten kısa ömrü hala sorunlar olarak ortaya çıkıyor. Stellantis'in bu sorunları on yılın sonuna kadar çözüp çözemeyeceğini görmek ilginç olacak.